Traductions de „kaldırmak“ dans le dictionnaire turc » allemand

kaldırmak VERBE trans

1. kaldırmak Kausativ zu kalkmak:

2. kaldırmak:

kaldırmak -i

heben etw

3. kaldırmak:

kaldırmak -i

aufrichten etw

4. kaldırmak:

kaldırmak

aufbewahren

kaldırmak -i

aufheben etw

5. kaldırmak:

kaldırmak -i

abschaffen, beseitigen etw

6. kaldırmak:

kaldırmak -i

abnehmen etw

7. kaldırmak:

kaldırmak -i

wegmachen, entfernen etw

8. kaldırmak:

kaldırmak -i

wegbringen etw

9. kaldırmak (Zelt):

kaldırmak -i

abbrechen etw

10. kaldırmak (Tisch):

kaldırmak -i

abräumen etw

11. kaldırmak (Staub):

kaldırmak -i

aufwirbeln etw

12. kaldırmak (Fahrzeug):

kaldırmak -i

abfahren lassen etw

13. kaldırmak:

kaldırmak -i

wecken jdn

14. kaldırmak (Schüler):

kaldırmak -i

aufrufen jdn

15. kaldırmak (Alkohol):

kaldırmak -i

vertragen etw

Voir aussi : kalkmak

kalkmak <-ar> VERBE intr

1. kalkmak:

kalkmak

abfahren

2. kalkmak (Flugzeug):

kalkmak

abfliegen

3. kalkmak (Schiff):

kalkmak

ablegen

4. kalkmak:

kalkmak

aufstehen

5. kalkmak (sich abschälen):

kalkmak

abgehen

6. kalkmak:

kalkmak

abgeschafft werden

7. kalkmak:

kalkmak -e

sich wagen (an) an etw

dansa kaldırmak VERBE trans

dansa kaldırmak -i

zum Tanz auffordern jdn

Expressions couramment utilisées avec kaldırmak

toz kaldırmak

Staub aufwirbeln

el kaldırmak

sich melden (schlagen)

ortadan kaldırmak

wegräumen, fortschaffen

şaka kaldırmak

Spaß verstehen

baş kaldırmak (rebellieren) -e

sich auflehnen gegen jdn

el kaldırmak -e

die Hand erheben gegen jdn

ortadan kaldırmak -i

aus der Welt schaffen etw

sofra toplamak [veya kaldırmak]

den Tisch abräumen

Exemples monolingues (non-vérifiés par l'équipe de rédaction)

turc

Bu yüzden nedenlerin ağırlıklı olarak soruna sebep olanlarını saptamak ve kaynakları bunları ortadan kaldırmak için kullanmak sorunun çözümü için en ekonomik ve verimli yöntem olacaktır.

tr.wikipedia.org

Buluş, içme suyu sıkıntısından kaynaklanan salgın hastalıkları (çocuk felci, dizanteri, kolera, koli basili, streptokok, tifo, tifüs vb.) ortadan kaldırmak üzere tasarlanmıştır.

tr.wikipedia.org

Kaldıraçlar az kuvvet ile büyük yükleri kaldırmak için kullanılır.

tr.wikipedia.org

Bir naylon gömlek ya da korseyi kaldırmak, uzaklaştırmak da kıvılcımın oluşmasını sağlayabilir.

tr.wikipedia.org

Tüm sendromlarda olduğu gibi, sorunu tümüyle ortadan kaldırmak olanaksızdır; ancak, sorunları hafifletici ve yaşam niteliğini yükseltici önlemler alınabilmektedir.

tr.wikipedia.org

Bu sistemde, arabayı kaldırmak ve daha sonra yanlardaki mevcut park alanına doğru hareket ettirmek için tekerlekli dört kriko kullanılmıştı.

tr.wikipedia.org

Taekkyon, rakibi dengesizleştirmek, ayağa kaldırmak veya fırlatmak için aynı anda hem elleri hem de ayakları kullanmakla ilgilenir.

tr.wikipedia.org

Bu muhtemelen yarasını gizlemek, ve muhtemel yanlış iddiaları ortadan kaldırmak için bir örtmeceydi.

tr.wikipedia.org

Bazen güç, nesneleri kaldırmak veya sürüklemek için kullanılabilen zincir döndürülerek sağlanır.

tr.wikipedia.org

Nedensel bir faktörü ortadan kaldırmak bir sonuca fayda sağlayabilse de, tekrarını kesin olarak engellemez.

tr.wikipedia.org