Traductions de „kansızlık“ dans le dictionnaire turc » allemand

kansızlık <-ğı> SUBST

1. kansızlık:

kansızlık

Blutarmut f

2. kansızlık fam:

kansızlık

Gemeinheit f

Exemples monolingues (non-vérifiés par l'équipe de rédaction)

turc

Dünyaya gelen çocuklar ise kansızlık ve solunum hastalıklara müptela oluyor.

tr.wikipedia.org

Bir yıllık tedavi ise bu hastaların kansızlıklarını önemli ölçüde gidermiş ve krizleri hafif atlatmasını sağlamıştır.

tr.wikipedia.org

Bir ikiz, 'verici' ikiz, küçüktür ve kansızlık geçirmektedir, diğeri, 'alıcı' ikiz, büyüktür ve polisitemiktir.

tr.wikipedia.org

Bireylerdeki tek bulgu yalnızca kansızlık ve buna bağlı halsizliktir.

tr.wikipedia.org

Saç dökülmesi, kansızlık, kusma, bulantı, beyin hasarı, lenf ödemi, kısırlık gibi etkiler sıklıkla görülern iyatrojenik etkilerdir.

tr.wikipedia.org

Bu durumun yetersiz beslenmeye dayanan kansızlıktan kaynaklanmış olabileceği ileri sürülmektedir.

tr.wikipedia.org

Anne adaylarının en çok merak ettiği konulardan birisi, gebelikte kansızlık vakasının bebeği ne derecede etkilediğidir.

tr.wikipedia.org

Demir eksikliği anemisi en sık görülen kansızlık tipidir, sideropenik anemi olarak da adlandırılır.

tr.wikipedia.org

Peki hamilelikteki kansızlığın belirtileri ve bebeğe etkileri nelerdir?

tr.wikipedia.org

Demir eksikliği anemisi, demirin yiyeceklerle alımının ya da bağırsaklardan emiliminin az olması sonucu hem yapısına fazla giremeyerek hemoglobin yapımının azalmasına sebep olmasıyla karakterize bir kansızlık türüdür.

tr.wikipedia.org