Traductions de „ettirmek“ dans le dictionnaire turc » allemand

ettirmek <etmek>

ettirmek

machen lassen -e-i jemanden etwas

ettirmek

dazu bringen, etwas zu machen

Voir aussi : etmek

etmek <-der> VERBE trans

1. etmek:

etmek

machen

etmek

tun

2. etmek (kosten):

etmek

wert sein

3. etmek (Rechnung):

etmek

ergeben

4. etmek (sich belaufen auf):

etmek

betragen

5. etmek (zeitlich):

etmek -i

erreichen etw

6. etmek:

etmek -i -den

jdn um etw bringen jdn um etw

Idiomes/Tournures:

etmek -e

etwas Böses antun jdm

bu ne kadar ediyor?

wie viel macht das?

Expressions couramment utilisées avec ettirmek

banyo ettirmek

baden (Fotos)

beraat ettirmek

freisprechen

iştikak ettirmek -i-den

ableiten akk von dat

idame ettirmek -i

fortsetzen (akk)

hareket ettirmek

in Bewegung setzen

intibak ettirmek -i -e

anpassen jdn an etw

banyo ettirmek -i

entwickeln lassen etw

rezerve ettirmek -i

reservieren etw

terfi ettirmek (im Rang) -i

befördern jdn

yemin ettirmek -i

schwören lassen jdn

hareket ettirmek -i

bewegen etw

iptal ettirmek -i

stornieren etw

Exemples monolingues (non-vérifiés par l'équipe de rédaction)

turc

Aksine kapitalistler önceki avantajlı durumunu devam ettirmek için şiddete başvuracaktır.

tr.wikipedia.org

Tankın enerji santrali tankı hareket ettirmek ve taretin döndürülmesi ya da telsiz için elektrik enerjisi gibi diğer tank sistemlerini beslemek için gerekli enerjiyi sağlar.

tr.wikipedia.org

Mihail bu ilişkiyi skandalsız devam ettirmek için acayip bir çare buldu.

tr.wikipedia.org

Bu, herhangi bir saldırıya karşı büyük ölçüde hayatta kalmayı garantilemek, hızlı hareket ettirmek veya sertleştirilmiş bir siloda tutulmasını sağlamak içindir.

tr.wikipedia.org

Büyük olasılıkla onu kendi imparatorluğuna ve üzerinde hükûmet ettiği krallıklara resmi varis olarak kabul ettirmek istemekteydi.

tr.wikipedia.org

Düşmanları ile gıpta edilebilecek bir marifetle uğraşmış ve sulh ve sükunu devam ettirmek hedefi ile düşmanlardan birini diğerine karşı devamlı oynayarak bunu başarmıştır.

tr.wikipedia.org

Belgede sunulan kurallara uymamayı gerektiren tek koşul, taraflardan birinin evliliği devam ettirmek istemesidir; bu istek içten olmalı ve mahkemeyi ikna etmelidir.

tr.wikipedia.org

Senelerce şampiyonluklar kazanan elemanların başka kulüplerin cazip teklifleri karşısında ayrılmaları sonucu zayıflayan takımımız, çalışmalarını özel idmanlara inhisar ettirmek zorunda kalmıştır.

tr.wikipedia.org

Hatâbi sözler (retorik) insanları bir fikre inandırmak, hiç değilse kabul ve tasdik ettirmek için söylenen sözlerdir.

tr.wikipedia.org

Hükûmet, protestolarda karışıklığı en aza indirmenin düzeni devam ettirmek ve aşırı muhafazakâr İslamcı olarak nitelendirilen grupların ayaklanmasını önlemek için gerekli olduğunu öne sürdü.

tr.wikipedia.org